Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un tarihi yapılarından biri olarak öne çıkar. Bu benzersiz yapı, suyun gücünü ve tarihiyle bizi büyüleyen bir güzelliği bir araya getirir. Yerebatan Sarnıcı, hangi uygarlığa ait olduğuyla ilgili bir tartışmayı da beraberinde getirir. Bu yazıda, Yerebatan Sarnıcı’nın ne olduğunu, yapının özelliklerini ve mimari detaylarını, ayrıca günümüzdeki önemini keşfedeceğiz. İstanbul’un kalbinde yer alan bu eşsiz yapının hikayesine birlikte göz atalım.
Yerebatan Sarnıcı Nedir?
Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un tarihi yer altı sarnıçlarından biridir. İstanbul’un Sultanahmet semtinde bulunan bu sarnıç, Bizans İmparatoru I. Justinianus döneminde inşa edilmiştir. Yerebatan Sarnıcı, yaklaşık olarak 80.000 metrekarelik bir alanı kaplamaktadır ve içerisinde 336 adet sütun bulunmaktadır. Bu muhteşem yapı, ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunmaktadır.
Bu tarihi sarnıç, genellikle “Yerebatan Sarayı” olarak da adlandırılmaktadır. Yerebatan Sarnıcı’nın adı, yerin altında yer aldığı için verilmiştir. Yapının içerisinde yer alan sütunlar, Hz. İsa’nın haçına benzer şekillerde tasarlanmıştır. Bu mimari özellikler, yapının estetik değerini artırmaktadır.
Yerebatan Sarnıcı | Yapı Özellikleri |
---|---|
Yapının İsmi | Yerebatan Sarnıcı |
Inşa Tarihi | Bizans İmparatoru I. Justinianus dönemi |
Yüzölçümü | 80.000 metrekare |
Sütun Sayısı | 336 |
Yapı günümüzde birçok turistin ilgisini çekmektedir. Tarihi ve mimari değeriyle ön plana çıkan Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’a gelen ziyaretçiler tarafından mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri olarak kabul edilmektedir. Bu sarnıç, İstanbul’un tarihi ve kültürel mirasına önemli bir katkı sunmaktadır. Turistler, burayı ziyaret ederek İstanbul’un tarihi atmosferini hissedebilir ve geçmişe bir yolculuk yapabilirler.
Hangi Uygarlığa Ait Olduğu Tartışması
Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un Sultanahmet semtinde yer alan tarihi bir su sarnıcıdır. 6. yüzyılda inşa edilen bu muhteşem yapı, İstanbul’un en gözde turistik mekanlarından biridir. Ancak, sarnıcın hangi uygarlığa ait olduğu konusunda hala bir tartışma bulunmaktadır.
Bazı tarihçilere göre, Yerebatan Sarnıcı Bizans İmparatorluğu tarafından inşa edilmiştir. İstanbul’un Bizans dönemindeki önemli yapılarından biri olan sarnıç, şehrin su ihtiyacını karşılamak amacıyla kullanılmıştır. Bu teoriye göre, sarnıcın mimari detayları ve inşa tekniği de Bizans döneminden kalma olmalıdır.
Diğer bir görüşe göre ise, Yerebatan Sarnıcı Roma İmparatorluğu döneminde yapılmıştır. Roma döneminde, İstanbul (o zamanlar Konstantinopolis) önemli bir ticaret merkeziydi ve şehrin su temini için büyük bir altyapı inşa edilmiştir. Bu teoriye göre, sarnıcın Roma mimarisine uygun şekilde inşa edilmiş olması, onun Roma İmparatorluğu’na ait olduğunu göstermektedir.
Bu tartışmanın sonucu henüz netleşmemiş olsa da, Yerebatan Sarnıcı’nın hangi uygarlığa ait olduğu konusunda yapılan araştırmalar devam etmektedir. Arkeologlar, yapı üzerindeki detaylı incelemelerini sürdürmekte ve daha fazla kanıt bulmaya çalışmaktadır. Yerebatan Sarnıcı’nın tarihi ve mimari özellikleri, hem Bizans İmparatorluğu’nun hem de Roma İmparatorluğu’nun izlerini taşıdığına işaret etmektedir. Bu nedenle, sarnıcın her iki uygarlığa ait olma ihtimali de bulunmaktadır.
Mimari Detaylar | Özellikleri |
---|---|
Sütun Sayısı | 336 |
Sütun Ormanı Sayısı | 2 |
Kapladığı Alan | 9,800 metrekare |
Su Kapasitesi | 80,000 metreküp |
Yapının Özellikleri Ve Mimari Detayları
Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un tarihi yarımadadaki Sultanahmet Meydanı’nda bulunan bir yer altı su sistemi olarak bilinir. Bu tarihi yapı, 6. yüzyılda Bizans İmparatoru Justinianus tarafından inşa ettirilmiştir. Yerebatan Sarnıcı toplamda 336 sütunla desteklenmiştir ve 9.800 metrekarelik bir alanı kaplamaktadır. Sarnıcın çevresi 4 metre kalınlığında duvarlarla çevrilidir ve su basmanı sağlamak amacıyla yapılmıştır.
Yapının mimari detayları oldukça etkileyicidir. Sarnıçta kullanılan sütunlar, Bizans Dönemi’nin ünlü başkenti Konstantinopolis’teki saraylardan ve diğer yapıların yıkıntılarından geri dönüştürülmüş olan sütunlardır. Bu sütunlar farklı tarzlarda yapılmıştır ve her biri farklı binadan alınmıştır. Sarnıcın kubbe yapısı ise Bizans mimarisinin bir örneğidir ve özellikle dikkat çekicidir.
Sarnıcın en dikkat çekici özelliklerinden biri, sütunların üzerinde bulunan ve Medusa Başları olarak bilinen taş kabartmalarıdır. Bu kabartmalar, sütunların başlıklarını süsleyen özgün ve gizemli figürlerdir. Medusa Başları, sütunların üzerine yerleştirilmiş ve olası bir düşmanı korkutmak için tasarlanmıştır.
Yerebatan Sarnıcı’nın Günümüzdeki Önemi
Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un tarihi yarımadada yer alan önemli yapılarından biridir. Bu yapı, Bizans İmparatoru Justinianus tarafından 6. yüzyılda inşa edilmiştir. İstanbul’un fethinden sonra uzun bir süre unutulan ve bilinmeyen bir yeraltı sarnıcı olan Yerebatan Sarnıcı, 20. yüzyılda tekrar keşfedilmiştir.
Yerebatan Sarnıcı, yeraltında bulunan geniş bir su depolama sistemi olarak kullanılmıştır. İki katlı olarak inşa edilen sarnıç, büyükçe bir mağaraya benzer ve toplamda 336 adet sütun bulunur. Bu sütunlar, farklı dönemlere ait şaft ve sütun başlıkları kullanılarak yapılmıştır. İki kat arasında ise tonozlu bir geçit bulunur.
Yerebatan Sarnıcı’nın günümüzdeki önemi ise turistik ve kültürel bir mekan olmasıdır. Ziyaretçiler, sarnıcın mistik ortamında gezebilir ve tarihi atmosferin tadını çıkarabilirler. Aynı zamanda düzenlenen etkinliklerle de daha fazla kişiye ulaşılmakta ve İstanbul’un önemli bir simgesi haline gelmektedir. Sarnıcın içerisinde sergilenen relief ve sütunlar, yapıya ait detayları gözler önüne sermektedir.