yerebatan sarnıcı passo
yerebatan sarnıcı passo

yerebatan sarnıcı passo

Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un tarihi miraslarından biri olarak öne çıkmaktadır. Bu sarnıç, tarihçesi, mimari özellikleri, restorasyon süreci, gezilecek alanları ve çıkan arkeolojik buluntularıyla dikkat çekmektedir. Tarihçesine bakıldığında, binlerce yıl öncesine dayanan köklü bir geçmişi olduğu görülmektedir. Mimari özellikleri ise dönemin estetik anlayışını yansıtan detaylarıyla göz doldurmaktadır. Restorasyon süreci, bu önemli yapıyı koruma altına almak için gerçekleştirilen çalışmaları kapsamaktadır. Gezilecek alanları ile ise her yıl binlerce turisti ağırlamaktadır. Ayrıca, Yerebatan Sarnıcı’ndan çıkan arkeolojik buluntular, geçmişin izlerini günümüze taşımaktadır. Yerebatan Sarnıcı hakkında daha fazla bilgi edinmek için bu yazıyı takip etmeye devam edin.

Yerebatan Sarnıcı’nın Tarihçesi

Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un Sultanahmet Meydanı’nın altında yer alan tarihi bir yapıdır. Türkçe’de “Yerebatan Sarnıcı” olarak da bilinen bu yeraltı su deposu, Bizans dönemi mimarisinin en etkileyici örneklerinden biridir. Sarnıç, milattan sonra 6. yüzyılda, Bizans İmparatoru I. Justinianus’un emriyle inşa edilmiştir.

Bu tarihi su deposu, İstanbul’un fethinden sonra uzun yıllar boyunca unutulmuş bir şekilde kalmıştır. 16. yüzyılda ise İstanbul’u ziyaret eden seyyah Petrus Gyllius tarafından keşfedilmiştir. Gyllius, sarnıcın sıradışı güzelliğini ve mimari özelliklerini kaydetmiş ve tüm dünyaya duyurmuştur.

Yerebatan Sarnıcı’nın tarihçesine dair yapılan araştırmalar, bu su deposunun Roma dönemine ait bir bazilikaya inşa edildiğini göstermektedir. Bazilikanın temelleri üzerine kurulan sarnıç, şehrin su ihtiyacını karşılamak amacıyla kullanılmıştır. Yaklaşık 80.000 metrekarelik bir alana yayılan sarnıcın içerisinde 336 adet sütun bulunmaktadır.

  • Sütunlar, sarnıcın tavanını desteklemektedir.
  • Sarnıcın su kaynağı Yüksek Su Kemeri’nden sağlanmaktadır.
  • Bu su deposunun maksimum su kapasitesi 80.000 metreküptür.
  • Sarnıcın İsmi Başka Adı Yapım Tarihi
    Yerebatan Sarnıcı Bazilika Sarnıcı Milattan Sonra 6. Yüzyıl

    Yerebatan Sarnıcı, tarih boyunca birçok kez onarımdan geçmiştir. En önemli restorasyon süreci 1985-1988 yılları arasında gerçekleştirilmiştir. Bu restorasyon çalışmaları sırasında sarnıcın orijinal mimari özellikleri korunmuş ve ziyaretçilere açılmıştır.

    Bugün, Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un en popüler turistik mekanlarından biridir. Ziyaretçiler, bu tarihi yapının büyüleyici atmosferini ve sıradışı mimari yapısını keşfetmek için buraya akın etmektedir. Yerebatan Sarnıcı’nın tarihçesi, mimari özellikleri ve restorasyon süreci, İstanbul’un tarihi geçmişi hakkında benzersiz bir bilgi sunmaktadır.

    Yerebatan Sarnıcı’nın Mimari Özellikleri

    İstanbul’un tarihi ve turistik mekanlarından biri olan Yerebatan Sarnıcı, mimari özellikleriyle de göz kamaştıran bir yapıdır. Bu sarnıç, İstanbul’un fethinden önce inşa edilmiş olup Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından yaptırılmıştır. Yerebatan Sarnıcı’nın mimari özellikleri incelendiğinde, dikkat çeken birçok detay bulunmaktadır.

    Yerebatan Sarnıcı’nın en önemli özelliklerinden biri, büyük bir su depolama alanı olmasıdır. 9.800 metrekarelik bir alana yayılan sarnıç, toplamda 336 adet sütun ile desteklenmektedir. Bu sütunlar, sarnıcın tavanını yukarıda tutarak, yapıya sağlam bir dayanıklılık sağlamaktadır.

    Ayrıca, Yerebatan Sarnıcı’nın içinde bulunan sütunların bazılarının üzerinde dikkat çekici kabartmalar yer almaktadır. Bu kabartmalar, Bizans döneminin önemli figürlerini ve mitolojik motifleri temsil etmektedir. Sarnıcın mimari tasarımında bu detayların kullanılması, yapıya estetik bir güzellik katmaktadır.

    • Büyük su depolama alanı
    • 336 adet sütun
    • Kabartmalarla süslenmiş sütunlar
    Mimari Özellikler Açıklama
    Büyük su depolama alanı Yerebatan Sarnıcı, geniş bir su depolama alanına sahiptir ve içinde yaklaşık 80.000 metreküp su tutabilir.
    336 adet sütun Sarnıç, 336 adet sütunla desteklenmektedir ve bu sütunlar, yapıya sağlamlık kazandırmaktadır.
    Kabartmalarla süslenmiş sütunlar Yerebatan Sarnıcı’nın içinde bulunan bazı sütunların üzerinde kabartmalar bulunmaktadır. Bu kabartmalar, yapıya estetik bir görünüm kazandırmaktadır.

    Yerebatan Sarnıcı’nın Restorasyon Süreci

    Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un en önemli tarihi yapılarından biridir. Binlerce yıl önce inşa edilen sarnıç, zaman içinde çeşitli nedenlerle hasar görmüş ve restorasyon çalışmalarına ihtiyaç duymuştur. Bu yazıda, Yerebatan Sarnıcı’nın restorasyon sürecine ve yapılan çalışmalara dair bilgileri bulabilirsiniz.

    Restorasyon süreci, 1985 yılında başlamış ve uzun bir zaman alacağı öngörülmüştür. İlk olarak, sarnıcın detaylı bir şekilde incelenmesi ve hasar tespit raporunun hazırlanması aşaması gerçekleştirilmiştir. Ardından, uluslararası uzmanlar ve restorasyon ekipleri çalışmalara dahil olmuş ve restorasyon projesi başlatılmıştır.

    Restorasyon sürecinde, sarnıcın orijinal mimari yapısının korunması büyük önem taşımıştır. Sarnıcın duvarları, çeşitli teknikler kullanılarak onarılmış ve güçlendirilmiştir. Aynı zamanda, su sızıntılarının engellenmesi için özel bir izolasyon sistemi uygulanmıştır. Restorasyon işlemleri, uzun yıllar süren bir dikkatle gerçekleştirilmiştir.

  • Restorasyon sürecinde, sadece Yerebatan Sarnıcı’nın fiziksel yapısı değil, aynı zamanda içerisinde bulunan arkeolojik buluntuların da korunması hedeflenmiştir. Sarnıca inşa edildiği dönemlerden kalma sütunlar, yıllar içinde tahrip olmuş ve restorasyon gerektirmiştir. Bu süreçte, yüksek teknolojik ekipmanlar kullanılarak sütunların onarımı sağlanmıştır.
  • Restorasyon Aşamaları: Süre
    Sarnıcın Hasar Tespiti ve Değerlendirilmesi 2 yıl
    Proje Hazırlık Süreci 1 yıl
    Sarnıcın Duvar ve Tavan Restorasyonu 6 yıl
    Sütunların Onarımı 2 yıl

    Yerebatan Sarnıcı’nın restorasyon süreci, uzun bir zaman almasına rağmen büyük bir başarıyla tamamlanmıştır. Restorasyon sonrasında, sarnıca ziyaretçilerin girişine izin verilmiştir ve günümüzde birçok turist tarafından gezilmektedir. Restorasyon çalışmaları sayesinde, Yerebatan Sarnıcı’nın orijinal güzelliğini ve tarihi önemini günümüze taşımayı başarmıştır.

    Yerebatan Sarnıcı’nın Gezilecek Alanları

    Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un en eski yapılardan biri olup ziyaretçilere tarihi ve mimari güzellikleriyle göz kamaştıran bir alan sunmaktadır. Bu muhteşem yapıyı gezerken gezilecek birçok alan ve özel nokta bulunmaktadır.

    Birinci olarak, Yerebatan Sarnıcı’nda en dikkat çeken alanlar arasında Medusa Başlıkları bulunur. Bu başlıklar, sarnıcın batı bölümünde yer almaktadır ve antik Roma dönemine aittir. Ziyaretçiler, bu etkileyici sütun başlıklarını yakından görebilir ve fotoğraflayabilir.

    İkinci olarak, Yerebatan Sarnıcı’nda mutlaka görülmesi gereken bir diğer alan, Crying Column olarak bilinen Ağlayan Sütun’dur. Bu sütun, yıllar boyunca suyun etkisiyle aşınmış ve bozulmuş bir yapıdır. Buraya bir dilek atmanın uğur getirdiğine inanılır, bu nedenle ziyaretçiler genellikle dileklerini buraya atarlar.

    Ayrıca, Yerebatan Sarnıcı’nda yer alan Ayasofya Sarnıcı’nın da gezilmesi gereken önemli bir bölüm olduğunu belirtmek gerekir. Bu küçük sarnıç, Yerebatan Sarnıcı’nın hemen yanında bulunur ve benzer şekilde tarihi ve sanatsal değere sahiptir. Burası sessiz ve sakin bir ortam sunar, bu da ziyaretçilere huzurlu bir deneyim yaşatır.

  • Bunların yanı sıra, Yerebatan Sarnıcı’nda yer alan bazı diğer gezilecek alanlar arasında çeşitli heykeller, freskler ve sütunlar yer almaktadır. Bu detaylar, ziyaretçilere sarnıcın zengin tarihini ve mimarisini keşfetme fırsatı sunar.
  • 1. Medusa Başlıkları
    2. Ağlayan Sütun
    3. Ayasofya Sarnıcı

    Yerebatan Sarnıcı’ndan Çıkan Arkeolojik Buluntular

    Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un tarihi semtlerinden Sultanahmet’te bulunan önemli bir yapıdır. Sarnıç, Bizans dönemindeki su ihtiyacını karşılamak amacıyla inşa edilmiştir. Tarihi yapı, üzerinde geçmişten günümüze kadar pek çok restorasyon sürecinden geçmiştir. Yerebatan Sarnıcı, mimari özellikleriyle dikkat çekerken, içinde bulunan arkeolojik buluntular da büyük bir öneme sahiptir.

    Yerebatan Sarnıcı’ndan çıkan arkeolojik buluntular, tarihi değeri olan eserlerdir. Sarnıç, yeraltı su depoları olarak kullanıldığı için içinde genellikle suyla ilgili eserler bulunmaktadır. Bunlar arasında sarnıcın inşa edildiği dönemden kalma sütunlar, başlıklar, kabartmalar ve heykeller bulunmaktadır. Sarnıcın içinde aynı zamanda Roma dönemine ait sikkeler ve seramikler de bulunmuştur.

    Sarnıçta bulunan en önemli arkeolojik buluntulardan biri, Medusa başlıklı sütun başlığıdır. Medusa başlığı, sarnıcın en dikkat çeken özelliği olarak ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Bu başlık, Medusa figürünün betimlendiği olağanüstü bir eserdir. Diğer bir buluntu ise şapelde bulunan dikilitaştır. Dikilitaş, sarnıcın esas amacının Roma döneminde suyun akışını kontrol etmek olduğunu göstermektedir.

    • Yerebatan Sarnıcı’ndan çıkan arkeolojik buluntular, tarihi değeri olan eserlerdir.
    • Buluntular arasında Medusa başlıklı sütun başlığı ve şapeldeki dikilitaş önemli örneklerdir.
    • Sarnıcın inşa edildiği döneme ait sütunlar, başlıklar, kabartmalar ve heykeller de bulunmuştur.
    Buluntu Tarih
    Medusa Başlığı Bizans Dönemi
    Dikilitaş Roma Dönemi

    Sık Sorulan Sorular


    About yönetici

    Check Also

    AS Roma - Genoa CFC -Serie A

    AS Roma – Genoa CFC -Serie A

    Welcome to this blog post where we will be diving into the world of Serie …

    Leave a Reply

    Your email address will not be published. Required fields are marked *